YUSUF ÜÇBAŞ - 20-12-2022
EVLİLİK
İlişki ve evlilik kararı ciddi bir karardır. Sadece evlenmek için evlenilmez. Evlilikte nelerin doğru nelerin yanlış olduğunu bilmek gerekir. Aksi takdirde ilişki ve evlilik bir çıkmaza girecek. Ve her iki taraf da bu süreçten zararlı çıkacaktır. İlişki, evlilik, çiftlerin birbirini yormadan, kırmadan dökmeden, yıpratmadan sürdürülmesi ve bu yolculukta aynı gemide olan iki kişinin sağlıklı bir yolculuk yapmasıdır. Ancak, bu yolculukta birlikte olduğunu zarar göreceklerse birlikte zarar göreceğini, fayda sağlanacaksa birlikte faydalanacaklarının farkında olmayan bazı çiftler vardır.
Evliliklerde en sık yapılan hatalardan biri, çiftlerin birbirlerini bir bütün olarak değil de birer rakip olarak görmeleridir. Sürekli bir üstün gelme çabası, son sözü ben söylerim inadı. Oysa ki bu tarz rekabet girişimi ve tartışmalarda kazanan olmayacaktır. Her iki tarafta bu tartışmalarda zarar görecektir. Şimdi gelelim belli başlı yapılan hatalara. Çiftlerin birbirlerinin, kendilerine göre tespit ettiği zayıf ve eksik yönlerini yüzlerine vurmak. Ve bu şekilde karşı tarafı sindirmeye çalışması. Bu tarz yıkıcı eleştiriler, çiftlerde telafisi çok zor olan kırgınlıklara sebebiyet verir. Çiftler bu tarz durumlarda eşinin eksik olan yönünü yüzüne vurup onu eleştirmek yerine bunun için ne yapabilirim? Diye düşünüp onu incitmeden bu yönlerini beslemeye. Ve olumsuz değil olumlu yönlerine odaklanıp karşı tarafı gururlandırmalıdır. Eşlerin birbirlerinin eksik yönlerine odaklanıp onu küçümsemesi, bir başkası ile karşılaştırması oldukça yıpratıcı bir davranıştır. Bunların yanında eşlerin birbirlerine küsmesi ve aralarına duvar örmesi yani muhatap almama, sorularına cevap vermeme gibi davranışlar ilişkileri oldukça yıpratmaktadır. Geçmişi gündeme getirmek de ilişkilerde ilerleme değil gerilemeye ve yıpranmaya neden olan davranışlardır. Eşler arasında adaletli bir görev paylaşımı yapmamak ve ortak sorumluluk almamak da ilişkilerde problemlere sebep olmaktadır. En temel sorun ise çiftlerin doğru iletişimin nasıl olduğunu bilmemesidir. Dinlemeyi bilmek, aktif dinlemek gibi kavramları bilmek ve bu doğrultuda karşı tarafı anlayabilmek gerekmektedir.
Anksiyete belirtilerinden biri de “aşırı düşünmektir". Aşırı düşünen kişiler beyinlerini kapatamıyormuş gibi hissederler. Beyin bir kere endişeye kapıldıktan sonra bununla başa çıkmak zordur.
Yalan söylemek: Her ilişki gibi güven zedelenirse, bir süre sonra eşler birbirine karşı şüpheci olurlar. Zor kurulan ama kolay yıkılan güvenin tamiri zordur.
Yalnızca cinsellik esnasında güzel sözler söyleyen ve geleceğe yönelik vaatler veren, Şiddet uygulayan, Uyguladığı şiddete sizin sebep olduğunuzu söyleyen, Aldattığı halde sizin onu teşvik ettiğinizi ima eden,Hep haklı olan, özür dilemeyen, Sizi kimsenin kabul etmeyeceğini ve ona muhtaç olduğunuzu söyleyen..
Sürekli maddi isteklerde bulunan ve istekleri karşılanmadığı zaman küsen, ayrılan, eleştiren, değersizleştiren, Sık sık şikayet eden, yapılanlardan memnun olmayan ve daha fazlasını ve daha fazlasını isteyen, Erkeği küçümseyen, "birazcık adam ol" tarzında konuşan